İnsanın sadece gözleri ağlamaz, Hayatın yorgunluğuna rağmen, İnadına attığı her adımda bedeni ağlar, Kurur umutlar ve dökülür yaprak yaprak, Issız sokaklarda biriktirirsin talan zamanı, Acı çayın demine karışır hüzünler, Ve cebinde saklarsın parçalanmış anıları, Köşe bucak dağılmış olan geçmişin, Çelişkilere kapılan geleceğini boğar usulca, Dalgalar vurur yüreğine kıyılardan, Mehtabın güzelliğine dahi sırt dönersin, Gölgende yankı bulan çığlıkların sessizliğinden, Kanarsın ateşlere, yangınlara ve canından vazgeçmelere, Ama sükutun bozmaz kendini, Ve sırların feryat etmez dilinde, Diz çöksen de muhasebendeki pişmanlığın önüne, Muaf tutarsın kendini hatalara kapılmış olmaktan, Naif bir tavır takınsa da benliğin, Sıyrılamazsın gençliği hedef almış zehirli oklardan, Yalnızlığın pençesinde kapana kısılmış olsan da, Bu durumu bozmaya da korkarsın bozguna uğramaya da, Öyle ya da böyle uzanırsın günden geceye, Ve zaman seni kendine karıştırdıkça, Ağlarsın gözlerinle, oda yetmez akar yüreğine, Olmadı mı adım adım ağlarsın bedeninle, İşte ağlamak böyledir, Bir kere nabzına vurdu mu acıların, Alıştığında sende kalmalara yaşların, Yağmur sen olursun, Göz pınarlarında başlar ırmaklar, Yüreğinden, yollarına akar, Çoktan başlamıştır çaresiz çarelerin, Ve elemler her damlada seni alkışlar, Meğer sevmeler bizi yalnız bırakıp, Kendi yoluna giderken, seveni unutmuşlar, Sevme yüreğim, sevdiklerin yalan olmuşlar, Sevme yüreğim, seni ağıtlar da bulmuşlar, Sığmamış yaşların derinlere, Seni adımlara boğuluyor sanmışlar, İşte ağlamak böyledir, İçten ağlamak böyledir...
|
|